Spiritüel yasaların
DOĞRU ya da YANLIŞ,
İYİ ya da KÖTÜ,
GÜNAH ya da SEVAP,
kültürel kavramlarla hiçbir ilgileri yoktur.
Örnek vermek gerekirse;
Eğer bir itfaiye merdivenine tırmanıyorsak
ve de apartmanın 11. Kat seviyesine gelmişsek,
bizler YERÇEKİMİ yasasını önemsemiyorsak,
bu durum bizi “KÖTÜ BİR İNSAN” yapmaz.
Sadece ahmak ya da cahil
ya da en kötü ihtimalle
ÖLÜ bir insan yapar.
Er ya da geç,
şu ya da bu biçimde,
günlük hayatın mücadeleleri
ve sonuçları bize NEDEN ve SONUÇ,
aksiyon ve reaksiyon hakkında
bir şeyler öğretir.
Doğa güçlerine saygı göstermeye
ve spiritüel yasanın doğasında
mevcut olan adaleti
takdir etmeye başlarız.