.
Sınırlı bir bakış açısıyla yanlış yere bakmaya devam ediyoruz
Sınırlı bir bakış açısıyla yanlış yere bakmaya devam ediyoruz
ve kendimizin değil, ANLAMI ANLAMSIZLIK için terk etmiş bir kültürün
vizyon eksikliğinden kaynaklanan başarısızlıklar yaşıyoruz.
Ruhsal bedenlerimiz hem durum koşullarını
hem de bu bedendeki görevlerimizi seçer
ve BİZLER KADER akışımızda dersimizi alana dek
görevimizi tekrarlamaya mecburuzdur.
Toplumumuzda da kusur olarak adlandırılan
İNATÇILIK, GURUR, KİBİR, NEFRET, ÖFKE
ve İNTİKAM ALMA arzuları bu derslerimizi almamızı engeller.
SUÇLULUK duygusu,
yani insani ve Tanrısal SEVGİYE layık olmadığımıza inanmak
BİZ-leri yaşamlar boyunca affın olmadığı,
kendimize karşı nefretimizi inatla beslediğimiz bir noktada tutmaktadır.
Kendi içimizde ve toplumumuzda,
artık BİZE hiçbir şekilde hizmet etmeyen
kalıplarla kuşatılmış durumdayız.
Materyalist değerlere ve benmerkezci yönelimlere odaklanan
bu kalıpların görünüşe göre tek yaptığı,
BİZLERİN içinde ve gezegenimizde ekolojik kargaşa yaratmaktır.
Artık LEVH-İ MAHFUZ yüzyılındayız.
Dolayısıyla, materyalist ve kontrol odaklı,
benmerkezci bir gerçeklik düzeninden usulca sıyrılarak
yaşamı birbirinden ayrılmaz bir ilişkiler ağı olarak algılayan
yeni bir DÜZENE doğru hareket ediyoruz.
Bu yeni paradigma, yapısı gereği gerçekliği açıkça kabullenilen
RUHSAL Bedenlerimizin var olduğuyla ilgili
farkındalığı desteklemektedir.
Kişisel gerçeğin, bilim alanında kabul görebilecek
nesnel bir çalışma olmaktan çok
LEVH-İ MAHFUZ’un ortaya koyduğu gibi,
kişisel BİR YOL ve İÇSEL İLHAMLAR olduğu dikkate alınmalıdır.
Aradığımızın kişisel DEVRİM/DÖNÜŞÜM olduğunu anladığımızda,
Levh-i Mahfuz’un tüm öğretisi
HAKİKAT ışığında BİZİ donatacaktır.
.
.
BİR KİTAP HAYAL EDİN
.