SORUNLAR – ŞİFA ve BİZ BİLİNCİ
Tüm sorunlarımızın,
tüm rahat-sızlıklarımızın nedeni,
Ruhsal Bedenimizle olan
uyumsuzluğumuzun bir sonucudur.
ŞİFA bedenimizle ilişkimizi,
diğer insanlarla ilişkimizi ve duyguları
ve içgüdüleri birbirleriyle çatışan,
BEN dediğimiz şey tarafından
doğru dürüst anlaşılmayan
ve kabul edilmeyen kendi karışık zihinlerimizle olan
yanlış ilişkimizi düzeltmenin sonucudur.
Bu süreç bir yeniden düzenleme,
birbirinden ayrılmış olan parçaların arasında
yeniden uyum sağlama sürecidir.
Sağlıklı insan,
çevresinin mutluluk verici olduğunu
ve kendi işiyle meşgulken,
onu GELİŞİM için yardıma çağrıldığını hisseder.
Fakat aynı zamanda fiziksel boyutta,
toprak bedeninde de sağlıklıdır.
Henüz MÜKEMMEL olmadığı için,
onu sık sık bir şeyler etkiler:
biraz zorlu bir macera,
piyangonun büyük ikramiyesi,
bir virüs, mikrobik ya da metabolik bir hastalık.
Eğer birazcık bile ruhsal olarak farkındalığı varsa
ya da Levh-i Mahfuz ile buluşmuşsa,
nedeni kendi içinde arayacaktır.
Başka insanları,
kaderini veya kazayı suçlamayacaktır.
KAZA kelimesi, hoş ya da değil,
insanın KENDİM dediği alanın dışından
BAŞINA GELEN BİR ŞEY anlamındadır.
Fakat insan başkalarından yardım almadan,
bu konuda hiçbir şey yapamayabilir.
Böylelikle hiçbir insanın çevresinden
ve onların da ötesinde yaşamın tümünden
kopuk olamayacağını öğrenir.
Bu arada ŞİFACI dediğimizde BİZLER,
kendilerine KİBİRDEN şifacı diyenleri
ya da kendilerini özenle PSİŞİK
veya ÇOK HASSAS sayanları dahil etmiyoruz ki,
birde alenen şan şöhret arayan
ve sundukları sevgi karşılığında
PARA toplamaya çalışanları değil,
sadece başkaları için gerçekten
karşılıksız bir şeyler yapmaya çalışanları kastediyoruz.
Öncelikle, “Eğer bir insan acı çekiyorsa,
bu onun karmasıdır
ve buna başkaları karışmamalı”
deme eğiliminde olabiliriz.
Ama EŞZAMANLILIK kavramını
burada biraz işleyelim.
Bu kavram bize, şu anki durumun
ŞİMDİNİN insanın tüm zihinsel
veya fiziksel eylemlerinde
önemli bir nokta olduğunu söyler.
İnsan, her ŞİMDİYE uyan
doğru şeyi yapmalıdır.
Bunu, daha önce de bahsettiğimiz,
herkesin insanlığın bütünüyle
bir olduğu fikriyle birleştirince,
herhangi bir ŞİMDİDE
insanın yakın çevresindekilere karşı
uygun bir etkinliğinin
yani sorumluluğunun var olduğu
sonucuna ulaşırız.
Birisi üzüntü duyuyorsa,
o resme dahil edilenin
ya da onun kendisi için olduğunu görenin,
o anın tüm kesitinde bir rolü vardır.
O, diğerinin anlık resmindedir,
fakat diğerinin varlığı da,
onun kendi anlık görüşündedir.