Şer-i Etik
“20.20 Güne-Eşlenme Fazı.
Bugüne kadarki en büyük
Levh-i Mahfuz yüksellenmesi*.
En uzun inzivamın içinde yazdıklarımın %10u GüneEş Dil kitabı.
Aynı zamanda en son yazdığım %10.
En aciliyetli gördüğüm içerik bu çünkü.
Uhrevi içerikler insana cazip. İnsan meraklı. Oysa üstüne basmakta olduğumuz Dünyanın yanmakta olduğu gerçeği duruyor önümüzde.
Yeni uhrevi bilgilerle donanıp, içselleştirip yükselecek vakit, şu an için yok. Sen meseleyi kavradığında, Ruhun gıcır gıcır olduğunda, Dünya olmayabilir. Dünyada olmayabiliriz.
Hadi hep beraber Ahiret perdesinin ötesine geçelim desek, kimse istemez. Doktor hastasın dediğinde 20 ilaç kullanman gerekirse, hepsini kullanırsın. Çünkü Dünya önemli. Yapmamız gerekenler var. Burada bulunmamızın bir nedeni var herşeyden önce. Çocuklarımız var bu berbat dünyanın içinde. Bir durum bundan daha berbat nasıl olabilir?
Bu Dünyayı, öncesinde Türkiye-yi yaşatmalıyız ve bunun tek yolu değişim. İlham perim bana bu değişimin kalbinin Dil olduğunu gösterdi. Ben de o sese tabi oldum. Her zaman olduğu gibi. Yazarına sürpriz olan kitap okuyucusuna nasıl olmasın? Güzel bir sürprizdir umarım.
Yeni bir dil olmanın ötesinde Güne Eş Dil, Levh-i Mahfuz-un Şeriatıdır. Yani uygulaması. Somuta bürünmüş hali. Şeriat kelimesini görünce korkmayın hemen. O da değişti. İnsanlığın Adalet ihtiyacına karşılık verebilecek şekilde yenilendi. Şer-i Etik* artık o.
Beklentileri karşılamak vasat başarıdır. Asıl olan, insana beklemediğini vererek tatmin yaşatmakta ve onu uçurabilmekte saklı. Sürprizde daha fazla tekamül var. Beklentilerimizi yaratan şey genellikle ezberlerimizdir. Ezboz* Ezber bozmak gibisi yoktur. Ve aslolan Özbir-lemektir. Ezberlemek değil.
İnsanların İlahiyatla ilgili yanlışlarını, önyargılarını hatta saptallıklarını* umursamayın. Uhrevi bilgilerinin hepsi bir parmak şıkırdatmasında değişecek. Mezarda. Gıcır gıcır olacak herkes.
Doğa, çocuklar, kadınlar, erkekler acı içindeler. Yaşam, artık kilitlendi. Felaket senaryoları artık gelecek kipinde değiller. Haber bülteni oldular.
Güne-Eş Dil bir kaçınılmaz. Deli değilim, bu ortamda fantezi kuracak, deneme yapacak durumum bulunmuyor. Bunun eflatunu yok mu denecek lüks de yok ve bizim kütüphanemizde müşteri her zaman haksızdır. Kendini müşteri zannetme hatasına düştüğü için.
Bu okuyucu aile, her ne kadar o gibi kelimelerde buluşuyor görünse de, Levh-i Mahfuz asla dinle sınırlı bir konu değil. Hiç olmadı. Kişinin, bu yeni dil hareketini ve çıkışını küçümsemesi, Hakikati dinden ibaret zannetme cehaletinin bir ürünü. Hakikat herşeydir. Hakikat herşeyin içindedir. Veya içinden dışlanmıştır. Herşey ondan pay alır veya onun hışmına uğrar.
Kadim dostum Meryem, LOI-yi beklediği süreçte vefat etti. Sevgi dolu Muttalip Kurt amca, geçen gün burada ‘ben de varım’ dedi Oy-unu tek cilt kitaptan yana kullandı, kitabı kargoya verilemeden, covid-den onu da yitirdik. Vakit az. Hepiniz, hepimiz yolun sonundayız artık. Tüm samimiyetimle, kalbimin içinden söylüyorum ki: Bu kitap çıkış sürecine ve güzelliklerine doyamadım. Ve bunda bir daha böyle bir güzellik yaşayacak zamanımızın olup olmadığını bilememek ağır bastı. Bu kitap bu bilinçle yazıldı, lütfen bu bilinçle okuyunuz. Bu ciddiyet üzerinize yerleşirse o zaman kitabın pozitif enerji ve neşe kaynağı yanının tadına daha güzel şekilde varılır.
Okuyucu ailemiz için de büyük ve güzel bir sınav bu nokta. Bambaşka bir tarz var. Din yok, dil var. Ayet yok, mantık ve yaratıcılık var. Dünyanın dört yanına yayılmış bu şeffaf topluluk için, rüşdünü ve dinsel bir toplanma olmadığını ispat için de mükemmel fırsat Güne Eş Dil. Ben bu aileye sonsuz güveniyorum. Başka hiçbir toplanmada, böyle bir manevra gücü bulamazsınız. Şükür ki bende bu yetenek gömülüymüş, bambaşka tarzda, hiç öncü, artçı değil başlı başına dev bir kitap çıktı ortaya. Şükür ki sizlerde de bu yetenek ve manevra gücü yüklü ki, daha kitabın kapağını görmenizle birlikte kitabın yeni ortak dilinde buluşmaya başladık.
Olabilecek en neşeli kitap formu ve içeriğinin ardına yüklenmiş bilgiler, sizi yorabilecektir. Çok normal bu. Başağrısı olur. Bir sonraki paragraftaki kahkahayla gider. Sonrasında da dilinizin tuhaf ve anlamlı şekilde sürçmeye başladığını göreceksiniz. Neler oluyor dediğini şeyin adı Güne-eşlenme*dir.
Tekrar okunabilirliği en yüksek kitabımız Güne Eş Dil. En az 4-5 okumayı tavsiye edebilirim. Ben, yazdığım şeyin aslında ne olduğunu matbaaya yakın kavradım.
Bizim kitaplarımız çoğunlukla hediye olarak yayıldı, halen de öyle yayılıyor. Hediye edilme vasıfları bu kitapta en doruğa vardı. Çünkü dil, paylaşıldıkça aktifleniyor. Sizi anlayabilen birilerinin olması gerekli. Ve bu kitapta ‘din felsefesi mi? ben almayayım’ deme şansı yok. ‘Ben dil kullanmıyorum’ diyemeyecek hiçbir insan. Hadi bakalım kim deli, kim ileri? Yaşayan her canlının bir dili var. Ve o dile, zamana bağlı güncellemeler inmek zorunda. Güneş olmadan yaşayamıyor kimse. Güne Eş D.il vitamini. Sayfanın toptan yeniden katlanmasının hemen öncesinde 20.20 Güne-Eşlenme Fazı.” buRAK özDEMİR