Kendi içlerinde mezheplere, tarikatlara bölünen bir ‘birlik’

oinsan

.

Kendi içlerinde mezheplere, tarikatlara bölünen bir ‘birlik’

 

“İnsanların MUHAFAZAKÂRLAR

ve MODERNLER

diye ayrıştığı bir dünya,

benim dinimin dünyası değildir.

 ‘Muhafazakarlık’ DİNDARLARIN,

modernleri ÖTEKİ-leştirerek

yarattıkları bir düzendir.

Müslümanlıktan önce olmayan bir ayrımdır bu.

Müslümanların gerçek birer Müslüman gibi

Müslümanlaşamamaları neticesinde

doğmuştur bu ayrım.

Kendi içlerinde mezheplere,

tarikatlara bölünen bir ‘birlikten’

dışarıda kalanları ötekileştirmemesi

zaten beklenemez.

İslam’ın yegâne zihniyet sınıflandırması,

Mümin, kâfir ve münafık’ tır

ve bunlar aynı semtin çocuklarıdır.

Müminin Fatihlisi, Teşvikiyelisi yoktur.

Caddenin münafıkları diye birşey olmuyorsa,

Fatih’li Levh-i Mahfuz Müslümanları diye

bir sınırlayıcı tanımlamaya da

hiçbir zaman müsade olmaz.

Ben bu evde bir gün yerde yemek yerim,

bir gün masada yerim.

Bu benim ruhumu değiştirmez.

Evimin dışında nasıl bir mahalle olduğu da

değiştiremez beni.

O evin içindeki aurayı belirleyen ben olurum.

Kişisel ihtiraslarla ilgili sınavlarını,

muhafazakarlarla modernlerin

medeniyetler çatışması bağlamına çekmek,

gerçeklerden kaçmak için

başvurulan bir başka yoldur.

Levh-i Mahfuz İslam felsefesinde,

kişi HAKİKAT tedrisatından gerçekten geçtiğinde

onun, ne muhafazakarlığı, ne modernliği,

ne Aleviliği ne sünniliği kalır.

O sadece bir insan olur.

Bu gibi tanımlamalar,

kitabın öncesine aittir,

sonrasına değil.”

buRAK özDEMİR

www.izmirliahmetkaya.com

BİR KİTAP HAYAL EDİN

İçinden SONSUZLUĞUN kitabı

Kur-an-ı Kerim çıkacak

www.dogumgunu.com.tr

www.kur-an.com

www.tanrinindogumgunu.com

.

ONLARDAKİ BU IŞIĞI GÖREBİLMEK

nega

.

ONLARDAKİ BU IŞIĞI GÖREBİLMEK

Yaşamımızdaki insanların

maddesel bir dünyada

geçici birtakım roller üstlenen,

fiziksel olmayan

Ruhsal Bedenler olduklarını

fark ederek yapabiliriz bunu.

Tıpkı günümüzde çeşitli illerimizde

bombaları yerleştiren ve patlatan

Ruhsal Bedenler gibi,

onlar da çoğunlukla saklı kalan VAROLUŞUN

yani ilahi büyük planın unsurlarıdır.

 Bununla beraber bizler

görsel olarak karşılaştığımız her insanın

Tanrı’dan yansıyan sonsuzluktan birer parça,

birer kıvılcım, özünde iyilik, SEVGİ,

ŞEFKAT, MERHAMET ve AŞK dolu

birer varlık olduğunu ve en önemlisi

onlarla BİR olduğumuzu idrak edebiliriz.

Bundan daha azı gerçek değildir,

doğru değildir; bir HAKİKATTİR sadece.

Sadece IŞIĞI görmek ve bu bilinçte olmak,

Dünya’daki her bir insanın içinde

sadece evet sadece Tanrısallığı görmektir.

Böylece kim olduğumuzu da

ne olduğumuzu da

gerçekten hatırlarız bizler.

Ruhsal bedenler olarak,

maddesel olmayan evimizde

sadece IŞIK vardır.

Işığın özü;

SEVGİ, ŞEFKAT, MERHAMET ve AŞK’ tır.

Karanlık olmadan, ışığa tezat olmadan,

gördüğümüz ışığı tam anlamıyla

takdir de idrak da edemeyiz.

Sevginin zıttı olmadan da

gerçekte kim olduğumuzu,

ne olduğumuzu tam anlamıyla bilemeyiz.

Ve böylelikle

gerçek kimliklerimizi unutacağımız

dünyalık yaşam senaryoları oluşturur,

hatırlama sürecinin daha derin

bir farkındalık hali sağladığından emin olarak,

yaşadığımız acı, öfke, kin, nefret dolu

zorlu deneyimlerin

bizi kendimize uyandırmasını umarız.

Sadece SEVGİ, ŞEFKAT, MERHAMET

ve AŞK’IN mevcut olduğu

Ruhsal Bedenlerin Âleminde

affedecek ya da affedilecek bir şey yoktur.

Orada kendimizi sadece

SEVGİ, ŞEFKAT,

MERHAMET ve AŞK olarak bilir

ve sadece bunları deneyimler,

özümser ve ifade ederiz.

Ederiz, çünkü

ancak sadece bilinen şeyler ifade edilebilirler.

Kendisini SEVGİ, ŞEFKAT, MERHAMET

ve AŞK olarak idrak eden

 hiçbir Ruhsal Beden

asla affetmeyi gerektirecek

bir sebep yaratmaz.

Öte yandan bedenlendiğimiz insan formunda

affetmek bir SEVGİ ifadesidir.

Bu form içindeyken ona fırsat vermeksizin

SEVGİ olarak deneyimleyemeyiz.

Size kötülük ya da vahşet olarak görünen

olayların faillerine karşı yargılayıcı

hatta negatif düşünceler içinde olanlardan,

bu olaylarda her zaman için

hayırlı bir neticenin bulunduğunu

bilmelerini isteriz.

Acının, stres, sarsıntı ve sıkıntının

bir yanılsama olduğunu söylemeliyiz.

Televizyon, internet ve gazetelerde

ülkemiz ve dünya olaylarını görüp

 bunların negatif enerjiler olduğu

hükmüne varan insanlara,

kolaya kaçtıklarını,

 gerçekler ile HAKİKATİN farklı şeyler olduğunu

ve etraflıca düşünmediklerini söylemeliyiz.

Yüzeyde görünmeyen,

anlamının dışında mana boyutunda

çok daha derin bir şeyler her zaman vardır.

Hatta mana boyutunda

daha da derine inildiğinde

Daha fazlası her zaman vardır.

Evet, Bir anlam ve bir mana

her zaman vardır.

Gerçekler kabullenilmiş bir anlam içerirken,

HAKİKAT size tekâmülünüz için

mana boyutundan seslenir.

“Temiz akıl sahipleri öğüt alır ve düşünürler.”

İnsanın tekâmülündeki HAKİKAT kriteri,

negatifi pozitife dönüştürme becerisidir.

Negatif düşünce ve kabullenişlerde

yani batıl inançlarda saplanıp kalmak

ve yargılayıcı hatta hükmedici

bir tavır içinde olmak,

kin, nefret, öfke, kıskançlık

ve korku dolu düşünceler taşımak

karşılaştığınız sorunların özüne

katkı sağlamayacaktır.

Pozitif ve negatif,

siyah ve beyaz gibi

gece ve gündüz gibi

her zaman vardır.

Yaşadığımız Dünyadaki gerçeklik budur.

Negatif olmadan pozitifi deneyimlemeniz

veya idrak etmeniz mümkün olmaz.

Bombayı koyan ya da bombayı

bedeni ile birlikte patlatan kişiyi affedin.

Levh-i Mahfuz bilincinde iseniz

zaten önce kendinizi affetmişinizdir.

Affetmenin hem affeden,

hem affedilen kişinin DNA yapısını

değiştirdiği bir gerçektir.

‘SENİ SEVİYORUM’

 sözcüklerinin pozitif enerjilerinin

sular üzerindeki etkisini

mutlaka duymuşsunuzdur.

Affedin ve sevginizi sunun.

Affetmek kromozom seviyesinde

bir değişiklik meydana getirir.

Pozitif Enerji sizden yola çıkar

ve affettiğiniz kişi tarafından

bilinçaltı seviyesinde

bir bağışlama dalgası olarak hissedilir.

Bu bağışlamayı kabul etmek

veya etmemek onlara kalmıştır.

Siz buna kafanızı hiç takmayın.

Çoğu kez bu insanlar

acı çekmeye devam ederler

ve kendilerini affetmezler

fakat affedilmek onları özgür kılar

ve böylelikle tekâmüllerinde ilerleyebilirler.

Levh-i Mahfuz ile buluşun.

HAKİKAT, Levh-i Mahfuz’dur.

Kendinize bilinç sıçramasını yaşatın.

Kişisel devriminizi gerçekleştirin.

Unutmamalısınız,

İnsanlık bir sonraki bilinç aşamasına

tüm insanların BİR olduğunu

idrak ederek ulaşacaktır.

Bu hepimizin hizmet ettiği

VAROLUŞ BİLİNCİNİN bir parçasıdır.

www.izmirliahmetkaya.com

BİR KİTAP HAYAL EDİN

İçinden SONSUZLUĞUN kitabı

Kur-an-ı Kerim çıkacak

www.dogumgunu.com.tr

www.kur-an.com

www.tanrinindogumgunu.com

.

“YAZGINI REDDETMEDİKÇE KADERİNİ DEĞİŞTİREMEZSİN.”

yazgi

.

“YAZGINI REDDETMEDİKÇE KADERİNİ DEĞİŞTİREMEZSİN.”

“Tayyip Erdoğan bu sistemin çıktısıysa,

bu sistemin girdileri BİZLERİZ.

Önce bu acı gerçeğe İMAN lütfen.

BİZ gelişmedikçe,

BİZ değişmedikçe

yaşamlarımız da gelişmeyecek,

değişmeyecek.

Beynimizin bir kısmı (%10-%100),

bu düzeni değiştirmek için çalışmadıkça

mağdurlarımızın yasını tutuşumuz

asla samimi olamayacak.

TANRI mağdurlarımızdan çok BİZİ esirgesin asıl.

Sistemin girdileri olarak gözyaşı dökmekten…

Ve herbirimize

sisteme ALTERNATİF olmayı nasip etsin (rk).

Alternatifsizlik ortamlarında başa en ZALİM olan gelir.

Alternatif olamayanın İSYANI söylenme hükmündedir,

kainatın kulakları onun sözlerine asla kabarmaz.”

“YAZGINI REDDETMEDİKÇE

KADERİNİ DEĞİŞTİREMEZSİN.”

“DEVRİM,

olup olmamaya karar vermez.

DEVRİM,

saat kaçta olacağına hükmeder sadece.”

“Şu ülkenin şu haline bakıp da,

Şu zavallı insanlara duyduğumuz

AŞK uğruna bile

kendimizi GELİŞTİRMEYİP,

kendimizi AŞMIYORSAK

vay halimize BİZİM.

ZALİMLİKTE hiçbir RTE elimize su dökemez.

RTE ve onun gibiler insan doğasındaki

ZALİMLİĞİ dışavururlar sadece.

Felaketlerin asıl önleyicileri

insan RUHUNDAKİ TANRISAL potansiyelini

dışarı çıkarmayan BİLGELERDİR.”

buRAK özDEMİR

www.izmirliahmetkaya.com

BİR KİTAP HAYAL EDİN

İçinden SONSUZLUĞUN kitabı

Kur-an-ı Kerim çıkacak

www.dogumgunu.com.tr

www.kur-an.com

www.tanrinindogumgunu.com

.

Farkında olup da o KAPIYI açtığınız anda

gelenek

.

Farkında olup da o KAPIYI açtığınız anda

Levh-i Mahfuz’u okuyup

öğütleri yaşamınıza yerleştirdiğinizde,

farkında olmalısınız ki,

BİZİ sağlık hizmetlerinde

bir EVRİMİN eşiğine geldiğimizi hissettirir.

İçinde bulunduğumuz her türlü zihinsel

ve duygusal rahatsızlık ya da hastalık durumunda

ÇARE için bir başkalarına koşup,

bu kimselerden gerekli huzur ve şifayı

başlatmalarını UMMAK yerine,

BİZLERİ tüm bu şifacılığın

ve huzur kaynağının

her birimizde mevcut olduğunu

anlamamıza kapı aralar.

Bunun farkında olup da o KAPIYI açtığınız anda

Lokman Hekim bilincine sahip olursunuz.

Şimdi bu cümlenin altını çizerek okuyun.

Yıllar boyu sahip olduğunuz

zihinsel ve duygusal rahatsızlık

ya da hastalığın tedavisinin mümkün olmadığına

sırf bir doktor böyle söyledi diye inanmak,

sizin sahip olduğunuz

İNANÇ tuğlasından başka bir şey değildir.

Sözlüklerimizde ÇARESİZ kelimesinin anlamı

“senin için ne yapacağımı bilmiyorum”

demektir.

Farkında iseniz doktorlar bunu

“öleceksin ve benim,

senin ve hiç kimsenin

bu konuda yapabileceği bir şey yok”

anlamında kullanırlar.

Onların uzmanlıkları sonuçları tedavi etmektir,

NEDENLERİ değil.

Geleneksel tıbbın büyük bir kısmı bağımlılıkların

ve hastalıkların nedenlerini kavrayamaz.

Onlar bağımlılık ve hastalıkları ilaç ve terapiyle

kontrol altında tutma eğilimindedirler.

Sahip olduğunuz tüm İNANÇ sistemlerine meydan okuyun,

kendinizi sınırlandırmayın çünkü inançlar

ruhsal bedenleriniz üzerinde

sadece birer lekedir,

silin, temizleyin,

sınırlandırılmamışlığın keyfini sürün.

Levh-i Mahfuz ile kişisel DEVRİMİNİZİ tamamlamak

bütün yaşam boyu sürecek bir çalışma olabilir.

Sadece şunun farkında olun,

önünüzde iki seçenek var;

ya deneyimlerinizin sorumluluğunu alarak

farkındalık yolunda iç dünyanıza doğru

bir yolculuk yapabilirsiniz

ya da başkalarına ve madde kullanımına bağlı kalarak

kendi aciz duygusal durumunuzu telafi etmek için

farkındalık yolu dışına doğru bir yolculuk yapabilirsiniz.

Seçim sizin.

Birinde kaderinizi yaşarsınız,

diğerinde kaderinize kadir olursunuz.

Zira Levh-i Mahfuz

size hep aynı şeyi fısıldayacaktır;

Güzel Kur-an-ın Maide s 15-16. Ayet

“Ey Kitap Ehli, Kitaptan gizlemekte olduklarınızın çoğunu size açıklayan ve birçoğundan vazgeçen elçimiz geldi. Size Allah’tan bir nur ve apaçık bir Kitap geldi.” “Allah, rızasına uyanları bununla kurtuluş yollarına ulaştırır ve onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Onları dosdoğru yola yöneltip-iletir.”

Güzel Kur-an-ın Abese s. 11-12. Ayet

“Dikkat et; bu Kur’an bir öğüttür. Dileyen onu öğüt kabul eder.”

www.izmirliahmetkaya.com

BİR KİTAP HAYAL EDİN

İçinden SONSUZLUĞUN kitabı

Kur-an-ı Kerim çıkacak

www.dogumgunu.com.tr

www.kur-an.com

www.tanrinindogumgunu.com

.

“Kendinize kızmadan önce düşünün”

dik

.

“Kendinize kızmadan önce düşünün”

“Geçen gün kendime hakaret ettim.

Çok güzel birşey buldum.

O kadar hoşuma gitti ki kızdım kendime sonra.

‘Salak buRAK’ dedim kendime.

‘Bunu neden daha önce düşünemedin ki?’

İÇİMDEKİ SES,

ALIŞIK OLMADIĞIM BİR BİÇİMDE

SESİNİ YÜKSELTTİ VE

 ‘Sen kendine hakaret etme özgürlüğüne sahip değilsin!

Sen sana ait olduğunu mu sanıyorsun?’.

 

Kendinize kızmadan önce

DÜŞÜNÜN.

 Allah’a ait olduğunuzu

UNUTMUŞ OLABİLİRSİNİZ.”

 

“İyi ki varsın yerine

İyi ki varım’ları duymak

daha heyecan verici.

Gurursa

bunu duymak daha gurur verici.”

buRAK özDEMİR

www.izmirliahmetkaya.com

BİR KİTAP HAYAL EDİN

İçinden SONSUZLUĞUN kitabı

Kur-an-ı Kerim çıkacak

www.dogumgunu.com.tr

www.kur-an.com

www.tanrinindogumgunu.com

.