Halkımız bu POLİS ŞİDDETİNİ hak etmemektedir.

.

Halkımız bu POLİS ŞİDDETİNİ hak etmemektedir.

Sayın Başbakan, sayın Meclis Başkanı

ve pek sayın İktidar mensupları

Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgesinde

2010 yılı sonunda başlayan ve 2011 yılında ivme kazanan

köklü değişim ve demokratikleşme süreci,

demokrasinin gelişmesi, temel insan hak

ve özgürlüklerinin yaygınlaşması bağlamında

hepimizi umutlandırmıştır.

Küresel Ölçekte de önemli yansımaları olması beklenen

tarihi önemdeki bu süreç bölge halklarının

meşru taleplerine dayalı olarak ortaya çıkmıştır.

Bölge halkları daha onurlu

ve daha iyi koşullarda bir yaşam için

demokratik taleplerini seslendirdiler.

Hepimizin ortak umudu,

etnik veya mezhep temelinde

ayrışmalara meydan vermeden,

iktidarlarda bulunan yönetimlerin-yöneticilerin

HALKLARININ meşru taleplerini dikkate almaları

ve bu doğrultuda zamanlı reformlar gerçekleştirmeleridir.

Ne var ki, hepimizi umutlandıran sürecin

önemli engellerle karşılaştığı bir dönemden geçiyoruz.

Ülkemizde rejimin halkın taleplerini göz ardı ettiğini

ve kendi halkına karşı biber gazlı,

gaz bombalı, joplu hatta darp ve gasplı

bir mücadele içinde olduğunu görüyoruz.

Bu ülkede Mart 2012’den bu yana devam eden

şiddet olaylarında 6 insan yaşamını yitirmiştir.

Ülke içinde çeşitli yerlerinde on binlerce yaralı

bir o kadar da evinde sakince otururken

gazdan zehirlenen-rahatsızlanan

sayısız insan bulunmaktadır.

Halkımız bu POLİS ŞİDDETİNİ hak etmemektedir.

Ülkemizde temel insan hak ve özgürlüklerinin

açıkça ihlal edildiği bir dönem yaşanmaktadır.

Çok sayıda sivil gösteri hakkını kullanırken

öldürülmüş ve yaralanmıştır.

Basın ve ifade özgürlüğü kısıtlanmıştır.

Her yönüyle, sözde ileri demokratikleşme sürecine

fazlasıyla darbe vurulmuştur.

Ülkemizdeki iktidarın emriyle polisin uyguladığı

olumsuz gelişmeler uluslararası toplumun

sessizliğiyle cesaretlendirilememelidir.

Demokrasi karşıtı, çabalara karşı

uluslararası toplum tarafından ortak

ve kararlı bir tutum sergilenmemesinin

tehlikeli sonuçları olacaktır.

Ülkemiz demokrasinin gelişmesi

ve insan haklarının korunması için

toplumun tüm kesimlerinin ortak çabalarına ihtiyaç vardır.

Türkiye’deki halklar için demokrasi ve

insan haklan açısından evrensel standartların altında kalan

koşullar dayatılmaktadır.

Bu durum kabul edilemez olduğu kadar

sürdürülemez niteliktedir.

Ülkemizdeki iktidar sahiplerinin

yaşanılan bu gelişmeler karşısında

demokrasi ilkeleri temelinde,

insan hak ve özgürlüklerinin korunmasını amaçlayan

bir tutum belirlemesi acil bir öncelik durumundadır.

Vatandaşların din, dil, ırk, mezhep ayrımına tabi tutulmadan,

yandaşlıktan uzak, çoğulcu demokrasinin

tüm nimetleri karşısında eşit haklara sahip olduklarını,

yönetimlerin ayrımcı değil kucaklayıcı bir yaklaşımı

samimiyetle sahiplendikleri bir düzenin

oluşturulmasını arzu ediyoruz.

Farkında olun yeter, bakın Güzel Kur’an’ın

o güzel ayeti sizlere ne anlatmaya çalışıyor.

“Böylece BİZ, her ülkenin önde gelenlerini -orada hileli- düzenler kursunlar diye- oranın suçlu-günahkârları kıldık. Oysa onlar, hileli-düzeni ancak kendilerine kurarlar da bunun farkına varmazlar.” En’am Süresi 123.

.

www.izmirliahmetkaya.com

.

Bir cevap yazın