.
Bu yazı yeni bilgiye ön- uyumlanma yazısı.
“Ağızlara artık ciklet gibi yerleşmiş,
kopyalana kopyalana yapıştır olmuş,
antik çağın spiritüel bilgilerini
yapıştırmayacağınız tek bir duvar varsa
o da burasıdır.
Şu sıkıntının kerameti şu hastalıktır diyor bir dostumuz.
“Hasta” olan dostumuz “Neden?” sorusunu sormuyor.
Her ikisi de Levh-i Mahfuz okumuş durumdalar.
Levh-i Mahfuz’un resmi profilinde
gerçekleşiyor bu diyaloglar.
Neden şu hastalık değil de bu hastalık?
Kim koymuş bu teşhisi ve neye dayanarak?
Bir mantığı bir delili var mı? Yok.
O zaman bilgi batıl. Nokta
Sağ tarafımız geçmişi, sol tarafımız geleceği
temsil ediyor yazmış birimiz.
Ya da tam tersi.
Geçmiş ve gelecek
ileri ve gerinin istikametin konusudur.
Yani 3 boyutlu bir düzlemden bahsediyoruz.
Bu 3 boyutlu hem somut hem soyut konuyu,
sağa ve sola indirgemek nasıl başarılmış?
Sağ tarafımızdaki sorunlar anneyle
sol tarafımızdaki sorunlar babadanmış.
Neden?
Neden tam tersi değil?
Görümceyle yaşanan sorunlardır belki.
Belki kayınvalidedir sorun 😊
Ramazan TV’sinde din programı
izliyormuş hissini yaşadım bir an.
İçinizdeki Nihat Hatipoğlu’na
bişeyler söyleseniz iyi edersiniz.
Ona Levh-i Mahfuz’la ruhun kitabının
yeni baştan yazıldığını söyleyin.
Rahat olsun.
Okusun.
Okusun.
Okusun.
Herkesin iyi niyetine
%100 inandığımı da belirtmeliyim.
Bunu bizlere içimize geçmişte yüklenmiş
eski programlar yaptırıyor.
Koruyun kendinizi derim.
Ve nerede olduğunuzu idrak etmek için
biraz daha çaba rica edelim dostlarımızdan.
Buradaki insanlar, buradaki dostlar
tüm dünyaya örnek birer insan olacaklar.
Yakında.
Sayfamızda yazılan yorumları
çevirip okuyacak 200 milletten insan.
Biraz daha sorumlu davranmamız gerekmez mi?
Bu sayfada bilgi, yeni baştan yazılıyor.
Dıdısının dıdısının gurusundan kulaktan kulağa,
yüzlerce yılda ele düşmüş
eski bilgilerle karıştırmamalı.
Bu bilgileri bin yıl önce ortaya atan rahip
neden öldü, bunu bile bilmiyoruz.
Şunun gibi.
Doktora gidiyorsun.
Apandisitinizi almamız gerekiyor diyor.
Neden diye sormaz mısın?
Azıcık sorgulamaz mısın?
Belki ihtiyacın olan şey apandisit değil
bademcik ameliyatı.
İkna edilmek için
kuvvetli mantık örgülerine ihtiyacımız olmalı.
Burada yeni bir bilgi,
yeni bir paradigma var.
Acıyla ilgili yazılmış
geçtiğimiz günün yazısını gerçekten okuyan biri,
acıları gıdıklayarak çözen paradigmanın aksine
acıları çileyle çözümleyen
bambaşka bir önermeye sahip olduğunu görebilir.
Bu yazıya,
acı ruhsal olarak şunu şunu ifade eder diye
başlayan bir yoruma girişiyorsanız yazık size.
Dur bir saniye.
Burada farklı bir şey var.
Otomatik cevap vermeden,
anlamaya çalışmalıyım diyorsanız da
ne mutlu size.
Burada herkes öğrenci.
Ben dahil.
Öğrenci olmak,
insanın kibrini rahatsız eden bir olgudur.
Burada herşey yeni.
Buraya katabileceğiniz çok değer var.
Ancak buraya öğretebileceğiniz
hiçbirşey yok.
Hele o yontma taş çağından nakil bilgilerin.
Bu bilgiler deva olsaydı,
dünya bu durumda olmazdı.
Yeryüzünde gelmiş geçmiş tüm ruhsal bilgiler
bugünkü dünyadan sorumludur.
10-15 sene bu dünya böyle devam etsin,
bu sorumlu bilgilerin arasına Levh-i Mahfuz da katılır.
Gözünün yaşına bakılmaz.
En başta ben kendim bakmam.
Herşey değişecek.
Hep birlikte göreceğiz.
Öyle dostlar var ki,
İsa’yı bir ölüyü diriltirken görse
“Ohoo o da bi şey mi,
bende bi şifacılık kitabı var
oku onu bak” diyecek formdalar.
Burada öğrenci olmanın tadına varın.
Ben öyle yapıyorum.
Kimi insanlar, sırf öğrenci olmak
kibrini rahatsız ettiği için kitap yazıyor
ve kendilerini yazar mertebesine çıkararak
bu travmayı atlatmaya çalışıyorlar.
Travma daha büyüyor.
Kimileri de Tanrı armağanı yeteneklerinin üzerine
burada öğrenciliğini gururla yaşıyor.
Gelişiyor.
Yeryüzünde bir insanın ulaşıp ulaşabileceği
en yüce unvan: Öğrencidir.
Dün öğrendiklerimi paylaştım,
öğretmenlik taslamadım,
ve en gurur duyduğum yanım
bu ebedi öğrenci ruh halimdir.
Okuyucu ailemiz dediğimiz
bu güzel zehir zemberek beyin sahibi insanlar da,
benimle birlikte öğrenen insanlardır.
Benim öğretmenlik yaptığım insanlar değil.
Sevgili dostlarımızdan gurur duymayacakları
yorumlarını kendileri silmelerini ve
yerine mutlaka ve sadece
Levh-i Mahfuz referanslı bilgileri
bizimle paylaşmalarını bekliyoruz.
Burada herşey diri ve taze olmak zorunda.
Sevgiyle”
İlave:
“Aşağıdaki bir soru üzerine:
İlim Çin’de de olsa
gidip bulunuz diyen bir peygamber,
putperestliğin tüm putlarını
neden paramparça etti,
tek bir küçük taş bile bırakmadı,
bunu bir düşünün isterseniz.
Unesco gibi bu putları
İnsanlık Mirası ilan edip
muhafaza da edebilirdi bu bakış açısına göre.
Peygamberimiz
Bilimi, Teknolojiyi gidin alın dedi,
Batıl bilgiyi değil.
Bunu demiş olsaydı Kuran’ı getirmezdi.
İyi denemeydi 😊
Sevgiyle.”
buRAK özDEMİR
BİR KİTAP HAYAL EDİN
İçinden SONSUZLUĞUN kitabı
Kur-an-ı Kerim çıkacak
.