.
Devamsızlıktan sınıfta kalmak yok bizim kolejde 🙂
“Herkes kendi özgün GERÇEKLİĞİNİ YARAT-mak zorundadır.
Kimsenin yaşantısı kimseye örnek olamaz,
benim yaşantım da olamaz.
Fazlasıyla uçtur.
Bu kadar hareketlilik herkese mutluluk getirmeyebilir.
Yazılarımın arkaplanında kimseyi,
kendimleştirmeye çalışmadığımın altını çizerim.
Bakın şimdi bu nokta bizi nereye götürecek…
Bendeniz, son günlerin sitesini aksatan
haylaz keratası olarak BEN,
Tanrı’nın doğum günü’nün sadece BİR MODEL-iyim.
Milyonlarca modeli olacak bu kitabın.
Ben ilkiyim.
Belki sen ikincisisin.
Öbürü üçüncüdür.
Herkes 1′dir.
2, 3, 4 bunlardan dışarıdan bakanların
seni sayabilmek için geliştirdiği bir sistemdir.
1,2,3,4… Bunların hepsi 1′dir.
1′e 1 eklersin 2 olur.
2′ye 1 eklersin 3 olur.
4 de 3′ün 1 eklenmiş halidir.
Bütün rakamlar birdir.
Sıralama sadece bir organizasyon, bir tertipdir.
Benim birinci model olmamda bundan ibarettir.
Nasıl buldunuz
“Hepimiz 1′iz-in matematiksel formülünü ?
Şimdi. Önemli noktaya geliyoruz efendim.
Boyama kitabı’na…
Hayat gerçekten resim yapmaksa,
Tanrı’nın doğum günü ressamların elindeki
paletteki renklerden sadece biri.
Belki ana renk.
Belki de ana renklerin toplamı.
Beyaz. Sonuçta bir renk.
Paletin kendisi değil.
Tanrı’nın doğum günü,
ne zaman ihtiyaç duyarsan
o zaman dönebileceğin yuvandır.
BİZ hep buradayız.
BİZ-imle OL-ursun.
Sonra uzaklaşırsın BİZ-den.
1 sene kitaba elini sürmezsin,
sitenin yakınından geçmezsin.
Fakat ne zaman ki BİZ-e ihtiyaç duyarsın,
döner gelirsin BİZ gene burada OL-uruz.
Sadakat istemeyiz kimseden.
Bağlılık da.
SEVGİ bağlarıyla örülmenin OL-manın
MUTLU-luğunu elbette ki YAŞA-rız.
Fakat kimseden hani masonik yeminlerle,
Tanrı indinde verilmiş ahitlerle
bağlı olmasını falan talep etmeyiz.
Bilakis. BİZ hayatının her anını
yüzde yüz özgür OL-arak yaşamanı isteriz.
Bağlılık sıkar adamı.
Zincirlerin HİÇ OL-masın,
özgürlüğün rüzgarı getirsin seni buraya.
Hani Mevlana güzel birşey söylemişti.
Kim olursan gel diye.
Hadi ona bi ekleme yapiim ben de.
Güzel canın ne zaman isterse o zaman gel 🙂
Zaten ben o uzaklaşmaları
asla Tanrı’nın doğum günü sürecinin dışında görmem.
Hayatın her ANI, ne şekilde YAŞA-nırsa yaşansın
bu sürecin bir parçasıdır.
Tanrı’nın doğum günü,
LEVH-İ MAHFUZ bir tekamül kolejidir.
Açık öğretim, yeni adıyla uzaktan eğitim ilkesi altındadır.
Fiziksel bir binası yoktur.
Sömestirleri yoktur.
Vizeleri, dönemleri, finalleri yoktur.
Öğretmenleri yoktur, burası en önemlisi.
Müfredat, kendi başına rafine edebildiğin kadardır.
Kendi takvimini kendin belirler,
kendi notunu kendin verirsin.
Burası bir kaynaktır.
Ne zaman lüzum olursa o zaman başvurursun.
Yada aramızda bir düşünce bağının ötesinde,
SEVGİ bağı vardır,
sen, ben ve BİZ dostuzdur.
Dostlarım napıyor diye gelir bakarsın.
Tanrı’nın doğum günü 10. yaşına basacak,
az birşey kaldı.
Az zaman değil.
Bu kadar yoğun duygularla geçen ON koca yıl.
Uzaklaşan oluyor, yakınlaşan oluyor.
Ben bunları sadece izliyorum.
Lakin uzaklaşma noktasında bendenizi
bişeylerle itham etme durumu olabiliyor zaman zaman.
Cevap yazmıyorum zaten malum.
Ben gidiyorum diyor.
Kızacağımı mı düşünüyor bilmiyorum,
ben sevgiyle el sallıyorum.
Fakat aynı kişi geri döndüğünde
kendi kendine bir mahcupluk içinde oluyor.
Ne zaman ihtiyaç duyarsın, ne zaman istersin
o zaman buluşursun bizim düşüncemizle.
Devamsızlıktan sınıfta kalmak yok bizim kolejde 🙂
Kıyafet serbest, geliş serbest,
gidiş serbest, herşey serbest.
O yüzden, kimseye,
vay sen bu yoldan döndün gibisinden
kızgınlığımız olmaz, olamaz
haberi olsun herkesin 🙂
Resmini çizerken ne zaman ihtiyaç duyarsan
ancak o zaman bulaşırız fırçana 🙂
Yani ben mavi rengi çok fena severim.
E ne yani şimdi masmaviye mi boyuyuciim tuvalimi?
Olur mu öyle şey efendim.
Buna sanat değil, badana boya denir.
Bi sürü renk vardır çizdiğin resminde.
Fakat bakıldığında mavi bir başka çarpar insanı.
BİZ o tablodaki küçük çocuğun
gözlerinin mavisi OL-mak isteriz.
Boydan boya mavi duvarların mavisi değil 🙂
Peki, nedir bizim rengin hayattaki karşılığı?
Özgürlük için devrim.
Ne zaman özgürlüğün için devrim yapmaya
ihtiyaç duyarsın o zaman gelirsin.
LEVH-İ MAHFUZ’u OKU-rsun,
günlüğü, yazıları, eğilimleri analiz edersin.
DEVRİMİNİ YAP-tın mı ya da
yapmaya KARAR VER-din mi
ya da yapmamaya mı karar verdin
ya da herneye karar verdin
kendi yolunu çizersin.
Sitede zaten isim yok.
Bu yüzden yok.
Güvercinlerin buluşup yıkandığı su birikintisi burası.
Serinledin mi, gökyüzü senindir.
Kanadın kırık mı, başımızın üstündedir yerin.
Uçtun, dolaştın, geldin, gene başımızla berabersin.
Hava sıcak, küre ısınık,
tahmin ederim gene gelirsin 🙂
Biz dostuz unutmayın.
Sadece arkadaşlık görüşmeye odaklı ilişki
bir ilişki tipidir.
Dostlukta, görüşme-görüşmeme değil
hissedişler esastır.
Gitmeler, gelmeler, yakınlaşmalar,
uzaklaşmalar konusunda ben çok rahatım,
lütfen siz de rahat olun.
Sokak bilgeliği vakt-i zamanında
çok güzel bir kavram türetmiş efendim.
Aynen öyle onu söylüyoruz biz de.
“Kafana göre takıl”.
Herkes kafasına göre takılsın efendim.”
Sevgiyle.
buRAK özDEMİR
.
KADİR GECESİNE HAZIR MISIN?
Farkında olmak için
LEVH-İ MAHFUZ ile buluşmalısın.
http://www.izmirliahmetkaya.com/kadir-gecesine-hazir-misiniz/
https://www.youtube.com/watch?v=htWd81R_F2w&feature=share
.
.
BİR KİTAP HAYAL EDİN
İÇİNDEN SONSUZLUĞUN KİTABI ÇIKSIN.
.