BİZ ayıkken de DELİYİZ

.

..

BİZ ayıkken de DELİYİZ

 .

Galiba hepimiz, evet istisnasız hepimiz DELİYİZ,

hem de zır DELİ.

Aslında bu deliliğin sırrını bir çözebilsek,

bundan daha yüce bir zenginlik olamaz.

Deliyiz diyoruz çünkü doyumsuzuz.

Al al al al al…

bıkıp usanmadan, tutku dolu bir arzuyla

çevremizi bir radar aleti gibi tarayıp eşya ve insanı

ya da insanları hatta tüm canlıları tüketiyoruz.

Niçin açgözlülükle hiç durup dinlenmeden bu dünyayı tüketiyor,

 insanları, çocukları ve hayvanları istismar ediyoruz?

Bizler neyin delisiyiz acaba?

Deli olmasak böyle davranışlar sergileyebilir miyiz?

Uzaydan baktığımızda, gönlümüzü muhabbetle titreten

şu hassas ve muhteşem, mavi-yeşil gezegeni,

üzerinde yol aldığımız şu gemiyi bile bile delebilir miyiz?

 Düşünsenize, hangi aklı başında insan,

bir gün önce büyük bir istekle

sahip olmaya çalıştığı bir EŞYAYI ertesi gün çöplüğe atar?

Hangi akıllı kadın dokuz ay karnında taşıdığı,

özlemle sarıp sarmalamayı bekleyerek geçirdiği

günlerin ardından, bir bebeği doğum sonrası

tuvalet penceresinden merdiven boşluğuna bırakır?

Hangi aklı başında bir adam bir gece önce ateşli bir şekilde

ilanı aşk ettiği bir kadını, şehvetini tatmin ettikten sonra,

adını dahi unutacak kadar umursamaz?

Dikkat edin, balkonda kafayı çekerek

efkar dağıtan kardeşimizle aramızdaki fark,

o sarhoşken deli olduğuna inanırken,

yani yaşayabileceği tüm fantezileri ciddiye alırken,

BİZ ayıkken de DELİLİĞİ yaşıyoruz.

İnsanlığın en çok hatta en sık maruz kaldığı

RUHSAL rahatsızlık DEPRESYONDUR.

Depresyonun temelinde tatmin olmayan istek

ve arzular zinciri vardır.

Bu arzular kişisel veya nesnel dünyaya yönelik olabilir.

Arzuyu ortadan kaldırabilirsek,

daha doğrusu yönünü ya da akışını değiştirebilirsek,

depresyonda kendiliğinden çözülür.

Peki, depresyonun en etkili silahı nedir diye sorsanız.

Bunun yanıtı gözlerinizi kapatın,

derin nefesler alarak sadece ve sadece

nefesin vücudunuza giriş çıkışını gözlemleyin,

hissedin, zihin bardağınızın boşalmasının ardından,

yalnızca izleyin ve tadını çıkarın.

Yani meditasyon yapın, sukut içerisinde.

Deneyimleyeceğiniz bu ANLAR,

kişiye bambaşka duygular ve

farklı, rasyonel bir bakış açısı kazandırır.

Işık beden bilinci, boşalan zihin bardağınızı

ilham ile doldurarak fark edilemeyen ayrıntılara ışık tutar,

artık yaşamınızda farklı görüş ve bakış açıları oluşmuştur.

Ve siz artık OL’ursunuz.

Körlerin el yordamıyla çevrelerini yoklamaları gibi,

arayışların peşinde, guruların ardında,

seminer salonlarında,

ACILAR içerisinde ömrünüzü tüketmeyin.

FARKINDA OLUN.

 BİLİNC sıçramasını size yaşatacak tek kaynak:

LEVH-İ MAHFUZ.

 

www.izmirliahmetkaya.com

.

.

Bir cevap yazın