.
.
Düşünce ve hakikat ilişkisi, bilinç.
.
Tıpkı kıyıyı döven dalgalar gibi,
düşüncelerimiz de bedenimiz üzerinde çok tesirlidir.
Dalgalar her bir kum tanesine temas ederek
yerinden oynattığı gibi,
düşüncelerimiz de birer burgu gibi
hücrelerimizin etrafını sararak ve onların içine girerek,
taşıdıkları enerjiyi hücrelere yüklerler.
Düşüncelerimiz fiziksel gerçekliğe
yanıt olarak ortaya çıkıyormuş gibi görünseler de
HAKİKAT yaşanılan gerçekleri düşüncelerimizin yarattığıdır.
İnsan formu dahilinde iken,
her bir hücre zihinden gelen seslere yanıt veren
bireysel birer BİLİNÇTİR.
Bu sesler kayalık bir vadideki haykırışlar gibi
bedenlerimiz içinde yankılanır,
hücreler ise onları önemser ve dikkatle dinler.
.
Levh-i Mahfuz’un anlatımıyla;
“Evet küçüğüm. Öğretilerin öğretmeni LEVH-İ MAHFUZ,
kendi özel ŞİFA enerji frekansına sahip.
Evrende pek çok, radyo yayını olduğu gibi,
pek çok alternatif enerji akımları var, bunu biliyorsun.
Her enerji kendi köklerine, kendi tarihçesine
ve kendi öğretisine sahip.
İnsan türü, onbinlerce yıllık sağlık sigortasız çağlardan bugüne türünü devam ettirebilmesini, son yüzyılın kavramı olan tıbba değil bu ŞİFA frekanslarına borçlu.”
.
.
.