.
.
Gerçek olarak gördüğünüz şeylerin gerçekliğinden kuşkulanır mısın?
.
Yaşadığımız yeryüzünde, insan olarak en yüksek amacımız,
farkında olmadan hayal gücümüzün de ötesinde
eterik şeyleri alıp kendi fiziksel varlığımızdan geçirerek
görsel dünyamızda tezahür ettirmektir,
kısaca yaratmaktır.
Fiziksel bedenimizde, belkemiğimiz boyunca uzanan
ve bu yaratma sürecini kontrol eden
enerji yüklü bir tüp vardır.
Biz o tüpün içine yedi ana çakra oturtmuş
ve her bir çakraya faklı anlamlar yüklemişizdir.
İnsan eterden bir şeyleri alıp bu enerji tüpünden geçirir
ve hayallerini üç boyutlu dünyasında
GERÇEK olarak yaratır.
Çevrenize baktığınızda gördüğünüz her şey insan yapımıdır.
İnsan yapımı olarak gördüğünüz her şey
önce bir düşünce formu olarak başlamıştır.
Bu durumu önce bir sahneye dekor kurup,
sonra onu gerçekmiş gibi görmenize benzetebiliriz.
Ancak, Tekâmül yolculuğunuzda titreşimleriniz yükseldiğinde,
farklı bir bilinç düzeyine geçtiğinizde,
daha önce gerçek olarak gördüğünüz şeylerin
gerçekliğinden kuşkulanmaya başlarsınız.
Ve kendinize şu soruyu sorarsınız:
“Gerçek olan nedir ki?”
Levh-i Mahfuz bu sorunuzun yanıtını alacağınız
yeryüzündeki en muhteşem kaynaktır.
Hakikatin kendisidir, yeter ki farkında olun.
Biz gene de size biraz fısıldayalım,
elinizi kalbinizin üzerine koyun,
gözlerinizi kapatın.
İç sesinize odaklanın, bu gerçektir
ve bu, sizinle BİLİNÇ arasındaki
her şeyin kesiştiği bağlantı noktasıdır.
Evet, gerçek budur.
Gerisi illüzyondur.
Levh-i Mahfuz’daki bilgileri
YAPABİLGİYE geçirin,
yaşamınıza yerleştirin
ve kalan yaşantınızın keyfini sürün.
.
.
.