İÇİNDEKİ ÇOCUĞU BUL…

.

İÇİNDEKİ ÇOCUĞU BUL…

Gözlerinizi kapatın.

Bütün dikkatiniz bedeninizde.

Oturduğunuz yeri hissedin.

Derin birkaç nefes alın ve verin.

Şimdi kalbinize odaklanın.

O büyük sevgiyi hissedin.

Şimdi kendinizi küçültün ve kalbinizin içine girin.

Kalbinizin içinde bir yerde

-içinizde var olan çocuğun yaşadığı-

bir odaya açılan bir kapı var.

Kalbinizin duvarlarında bu kapıyı aramaya başlayın

ve onu bulduğunuz zaman kapının önünde durun.

Şimdi altın renkli bir kapının önünde duruyorsunuz.

Bu kapının arkasında sizin içinizdeki çocuk yaşıyor.

Şimdi siz onunla yüzleşmeye hazırsınız.

Derin bir nefes alın ve kapıyı açın, içeri girin.

Odayı inceleyin.

Nasıl bir oda?

Küçük mü büyük mü?

Çocuk nerede?

Çocuğu bulun ve ona bakın.

Belki çocuk biraz kızgın.

Belki kendini terk edilmiş hissediyor

ya da ondan vazgeçilmiş.

Belki yalnız.

Onun yanına yaklaşın eğilin ve gözlerine bakın.

Onu kucağınıza alın.

Sımsıkı sarılın ona.

Ona neye ihtiyacı olduğunu sorun.

Belki daha çok sevilmeye, ilgiye,

değerli hissedilmeye, mutlu olmaya,

dinlenilmeye ihtiyacı var.

Tüm sevginizle kucaklayın onu

ve kendiniz olduğunu hissedin.

Onu dinleyin çünkü o sürekli sizinle konuşuyor, size sesleniyor.

 Bugüne kadar onu yok saydınız onu duymadınız,

şimdi neye ihtiyacı olduğunu iyice dinleyin.

Odada onun için en güzel değişiklikleri yapın

onun rahat etmesini sağlayın.

Bu odayı sevgiyle doldurun,

eğer oda karanlıksa kocaman bir cam açın…

bir bahçesi, bahçeye açılan bir kapısı olsun,

oyun alanı olsun,

ağaçları, çiçekleri hayvanları yerleştirin bu alana,

ne istiyorsa odayı onun için düzenleyin,

ışıl ışıl parlasın odası.

Bu oda mutluluk alanı olsun,

bu küçük çocuk tekrar gülümseyinceye kadar devam edin,

ona yeterince zaman ayırın,

onunla oyunlar oynayın,

dans edin, eğlenin…

hayallerini anlatmasına sizinle vakit geçirmesine izin verin.

Keyif alın onunla olmaktan.

Onu iyice gözlemleyin…

Şimdi çocuk belki daha mutlu.

Belki hala problemleri var ama

onu tekrar ziyaret edeceğinizi söyleyin.

Ondan özür dileyin.

Bugüne kadar onu dinlemediğiniz için

onu yok saydığınız için özür dileyin.

Ona onun yalnız olmadığını,

çok değerli olduğunu, yeterli olduğunu,

güçlü olduğunu, çok sevdiğinizi, özgür olduğunu

ve artık birlikte hareket edeceğinizi söyleyin,

tekrar sımsıkı sarılın, öpün koklayın onu….

ve şimdi onunla vedalaşın.

Yavaşça onu yere bırakın ve kapıdan çıkın.

Kapıyı kapatın.

Odanın sevginizle dolu olduğunu bilerek

şimdi yavaşça tekrar kendiniz olun.

Şimdi onunla tekrar buluşmanın keyfiyle

ve artık birlikte hareket edeceğinizin bilinciyle,

derin bir nefes alın ve verin…

şimdi gözlerinizi açabilirsiniz.

Bu küçük ama bizim en çok sevdiğimiz meditasyonlardan biridir,

çok rahatlatır insanı,

siz bu meditasyonu yapmaya devam ettikçe

içinizdeki o çocukla buluşup, onunla birleştikçe,

yaralarınızı sardıkça sizde bu yaşam içinde

çok daha huzurlu ve mutlu olmaya başlayacaksınız.

Onun karanlığı aydınlandıkça sizin yaşamınızda aydınlanacak.

Güzel bir alıntı ile sonlandıralım:

“Levh-i Mahfuz, büyüdükçe küçülme sanatıdır.”

” ‘Hep çocuk kalsak ne güzel olurdu’:

O zaman çok ‘dayak’ yer, çok ezilirdik.

Gerçek birer çocuk olabilmek için büyüyoruz.

buRAK özDEMİR.

www.izmirliahmetkaya.com

.

Bir cevap yazın