.
Aslında HATA diye bir şey yoktur.
Tüm ÖFKE, stres ve düş kırıklığının bir birikimidir.
Eğer insan bu enerjiyi boşaltmayı öğrenirse,
o zaman daha sonra öfke patlamasına dönüşecek
bir birikim olmaz.
Şöylede dillendirebiliriz,
ÖFKE, duygusal sistemin stres ve düş kırıklığıyla
aşırı yüklendiğinde oluşan bir kısa devre halidir.
İnsan hayatındaki en büyük streslerden biri,
kişi içinde bulunduğu durum üzerinde
hiçbir kontrole sahip olmadığını hissettiğinde ortaya çıkar.
Çözüm, kişinin kendi yaşamı üzerinde
daha fazla kontrole sahip olmasıdır.
Aile yapısı içerisinde eş ve çocuklarda
ÖFKE krizleri yaşanıyorsa,
bireylerin öncelikle Levh-i Mahfuz’da
oldukça geniş yer tutan KOŞULSUZ SEVGİNİN
özümsenerek diğer bireylerin kendi yaşamlarında
daha çok kontrolü ele almalarına destek
ve yardımcı olmasıdır.
Bu durumdaki aile bireylerini hoşlandıkları konularda
desteklemek en mükemmel yaklaşımdır.
Hoşlanmak, yaratıcılığı destekler,
dolayısıyla yaratıcılıkta sadece sanatta,
müzikte ya da bilgisayarlarda bulunmaz.
Spor, iletişim, resim gibi farklı alanlarda da bulunabilir.
Bu durumda kişilerin HATA yapmalarına
fazlasıyla izin vermek gerekmektedir.
Çünkü bazen mükemmeliyetçilik,
bir şeyi yeterince iyi yapamama hissi
insanın onu yapmasını engelleyebilir.
Sınırlandırılmamışlığı deneyimlemek için
yeryüzünde bulunan insanın,
bir biçimde çizgi dışına yani kurallar, yasaklar
ve dayatmalar dışına çıkılmasına izin verilmelidir.
Böylece birey hatalar yapma konusunda rahatlayacak
ve aslında hata diye bir şeyin olmadığını öğrenecektir.
.