Çağdaş demokrasiler çoğulcudur.

Çağdaş demokrasiler çoğulcudur.

Dünya ve Türkiye tarihine bakıldığında,
“MİLLİ İRADE” tabiri daha ziyade,
seçimle iş başına gelmiş ancak
çoğulculuk yerine ÇOĞUNLUKÇULUĞU benimsemiş
ve giderek otoriter eğilimler sergilemeye başlamış
siyasi iktidarların tercihi olmuştur.

Çağdaş demokrasiler ise çoğulcudur.
Başka bir deyişle çağdaş demokrasiler,
sadece o an için çoğunlukta olan siyasi partinin
ya da partilerin görüşleri değil,
sayıca azınlıkta olan başka görüşleri de kucaklar.

Bugün eğer mutlaka “MİLLİ İRADE” tabiri
kullanılmak isteniyorsa, Türkiye Cumhuriyeti’nin
çoğulcu bir demokrasi modeline dayandığı unutulmamalıdır.
Bu durumda milli irade tabiri,
çoğunluğun azınlığa tahakküm ettiği,
siyasi iktidarın her kurumu ele geçirdiği
ve yaşamın her alanını düzenlemeye soyunduğu,
insanların yaşam biçimine müdahale ettiği dönemlerdeki
içeriğinden elbette ki farklı anlaşılmak zorundadır.

T.C. Anayasamızın değişmez maddelerinde
ifadesini bulan Cumhuriyetin temel niteliklerinin
siyasi iktidarı sınırladığı ve çoğunluğun
azınlığa tahakkümünü engellediği de
hiçbir zaman akıldan çıkarılmamalıdır.
Bu sınırlamalarla kastedilen,
BA(Ğ)ZILARININ ileri sürdüğünün aksine,
azınlığın çoğunluğa tahakkümü asla değildir.
Burada kastedilen, demokratik uzlaşma kültürüdür,
katılımcı demokrasidir, geçici bir çoğunluğun
geçici bir azınlık üzerinde
mutlak egemenlik kurmasının önlenmesidir.
Toplum içindeki bireylere nasıl yaşayacağını,
hangi okula gideceğini,
hangi dini inanca sahip olacağını,
nerede ibadet edeceğini,
hangi ahlak kuralını benimseyeceğini
kişilere dayatmaya kalkışmamasıdır.

An itibariyle iktidarda olanlar Güzel Kur-an’ın şu güzel ayetlerini bir kez daha okusunlar:

“Böylece BİZ, her ülkenin önde gelenlerini -orada hileli- düzenler kursunlar diye- oranın suçlu-günahkarları kıldık. Oysa onlar, hileli-düzeni ancak kendilerine kurarlar da bunun farkına varmazlar.” En’am Süresi 123.

“İnsanlardan öyleleri vardır ki: “Biz Allah’a ve ahiret gününe inandık” derler; oysa inanmış değildirler. Allah’ı ve iman edenleri aldatırlar. Oysa onlar, yalnızca kendilerini aldatıyorlar ve farkında değildirler. Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı onlar için acı bir sıkıntı vardır. Onlara: “Yeryüzünde karışıklık çıkarmayın” denildiğinde: “Biz sadece düzelticileriz” derler. Bilin ki; gerçekten, asıl ortalığı karıştıranlar bunlardır, ama farkında değildirler.” Bakara S. 8-9-10-11-12.

 

www.izmirliahmetkaya.com

Bir cevap yazın