İkilik alemi, ZITLIKLAR
Kur’an-ı Kerim’de geçen isimler,
sadece BİZE bildirilenlerdir,
aslına bakarsanız Allah’ın isimleri
sonsuz sayıdadır.
Bu isimler, eşya ve insanın temel yapı taşlarıdır,
her şey bunlardan ibarettir.
Adem’e tüm isimler öğretilmişken melekler dahil,
diğer tüm alemlerdeki varlıklar,
bu isimleri kısıtlı bir şekilde bilirler.
Ezelden beri tüm bu isimlerin taşıyıcısı olan İNSAN,
serbest iradesi ile bu isimler arasından
seçim yapma özgürlüğüne de sahiptir.
Bundan dolayı yaratılmışların en HAYIRLISIDIR.
Evrende emanet sadece ona verilmiş
ve HALİFE olmakla onurlandırılmıştır.
İsimler tek bir gerçeğin iki yüzüdür.
Her ilahi isim, özünde bütün ilahi isimleri
ve bunların tüm özelliklerini
potansiyel olarak taşır.
Bir diğer gizli SIR ise,
her ismin kendi zıddı olan bir ilahi isimle
bir çift oluşturmuş olmasıdır.
“Yerin yetiştirdiklerinden, kendilerinden ve daha bilmediklerinden çift çift yaratan Allah yücedir. Onlara bir delil de gecedir: Gündüzü ondan sıyırırız da karanlıkta kalıverirler.” Yasin Süresi 36-37.
İlahi isimler bir yandan
kendi özel anlamlarını onaylarken
bir yandan da zıtları olması nedeniyle
bu anlamı reddederler.
İkilik alemi, asli yapısı gereği
kendi kendisiyle çelişkili ve aşılmaya müsaittir.
Bu ilkeye insani açıdan bakarsak
İNSAN karşıtlıkların zıtlığını birleştirdiğinde
otomatik olarak VAROLUŞ BİLİNCİNE terfi eder.
Sevgi-nefret, acı-tatlı,
yaşlı-genç, öke-neşe,
kurnaz-saf, kaygı-huzur,
sade-gösterişli, şehvet-saygı,
eski-yeni, hırs-cömertlik,
artı-eksi, gurur-tevazu,
alçak-yüksek.
Bütün bu egoların ürünleri veya zaaflar,
olumsuz duygular, aslında İNSAN olmanın,
olmazsa olmaz yapı taşlarıdır.
Zıtlık olmasa İNSAN da olamazdık.
VAROLUŞ bilinci=HAKİKAT=LEVH-İ MAHFUZ.