Biz
BEN’leşmiş SEN’e burada “BİZ” deriz BİZ
BİZ bilincindeki insanlar, insan özlemi ile
ruhsal beden HAKİKATİ arasındaki köprüdürler.
BİZLER için bu durum seçilmiş görevlerdir.
Bizler ancak size daha derin bir
KAVRAYIŞIN yolunu gösterebiliriz.
Sizlerin sonsuza kadar yaşayacağınıza
ve sınırsızca SEVİLİP
göz kulak olunduğunuza
ikna etmeye çabalarız.
Onun ötesini sizler kendiniz adım adım
TEK BAŞINIZA yürümelisiniz ki,
o bilinci vermeye çalışırız sizlere.
Unutmayın,
ÖZGÜR İRADENİZLE seçtiğiniz hayatınızı
yaşamak için buradasınız.
Bizlerin görevi,
SEVGİ, ŞEFKAT, MERHAMET
ve AŞKIMIZ aracılığıyla,
sizleri kendi İÇ IŞIĞINIZA yöneltecek
bölgeleri aydınlatmaktır.
Bilmelisiniz ki;
öğretiyi isteme sorumluluğu sizin olmalı.
Öğretiden yararlanma sorumluluğu sizin olmalı.
BİZLER,
katı inanç duvarlarınızın ardından
sizlere ulaşamayız.
Burak Özdemir’in deyişiyle;
“Etrafta sen’leşmiş bunca kitap, yazı, köşe varken, bunlar yetmeli sana. Yetmediyse, buraya SEN’leşmek için değil, BEN’leşmek için geldin demektir. BEN’leşmiş SEN’e burada “BİZ” deriz BİZ.”
Levh-i Mahfuz bu bilince ulaşmanızda ki
tek kaynaktır.
Farkında olun.
.
izmirliahmetkaya55@gmail.com
.
,
BİR KİTAP HAYAL EDİN
İÇİNDEN SONSUZLUĞUN KİTABI ÇIKSIN.
.
.
.
IŞIĞIN ÇAĞRISINI DUYABİLİRSİN…
Şimdi size bir öykü anlatmak istiyoruz;
Bunu sizin de başkalarına aktaracağınızı, bu gerçeğin aktarıcısı olacağınızı umuyoruz.
Öyküye takılmayın, sadece onu kalbinizde hissedin, bilin.
Bu sizin “ben” enerjiniz ve “BİZ” enerjiniz için çok iyi bir sınama olacaktır.
BİZ sizin çok aziz ve gönlünüze çok yakın olan bir olgu hakkında konuşacağız :
Yeni Çağ alemi hakkında.
Yeni Çağ hareketinin tüm çekiciliklerinin artık ayartılara,
sizi yoldan alıkoyan,
dikkatinizi başka yönlere çeken şeylere
dönüşüyor oluşu hakkında…
Özellikle, eğer psişik okumalarla, numeroloji, astroloji ve kristallerle ilgilenen bir kişiyseniz, lütfen BİZİM bunları kötülediğimizi düşünmeyin. Hayır, BİZ bu şeyler hakkında olumsuz konuşmuyoruz… Size anlatacağımız öykü ile BİZ sadece bunların ötesini görmenizi istiyoruz. Sanırız, söylemek istediğimiz şeyi anlayacaksınız.
Şu bilinsin ki, geçmişte her devrede, her boyutta, seçilen her yolda bu dünya bir geçiş yaşamıştır. Eğer Lemurya Uygarlığı devrine geri dönerseniz, Anakıta’ya ne olduğunu anlarsınız. Eğer Atlantis Uygarlığı devrine bakacak olursanız, bir çok bilgenin ve akıllı kişinin bulunduğu, bir çok tapınağın yer aldığı bu uygarlıkta, bir zaman gelip, küçük bir azınlığın bilincinin muazzam bir “ben” saldırısına nasıl maruz kaldığını görürsünüz.
Bu varlıklar tüm yanıtlara,
tüm bilgiye sahip olduklarını düşünmeye,
buna inanmaya ve
“ben…ben…ben…” demeye başlamışlardı.
Ben”hükmedeceğim”, “ben” ele geçireceğim.
Ve bu “ben” Atlantis’i, Lemurya’yı, Paititi’yi, Adoma’yı,
Şambala’yı , Nirvana’yı, yani tüm kadim uygarlıkları mahvetti.
Şimdi, bir başka geçiş devresinin ortasında bulunduğunuzu anlıyorsunuz;
bu kısaca , “ben” enerjisinin sizi ele geçirmeye kalkışacağı
ve bunu gözler, kulaklar, duyular ve karanlık güçler olarak
bildiğiniz güçlerin eylemleri vasıtasıyla yapmakta olduğu anlamına gelir.
Bir çok Işık çocuğunun sözde “güçleri” konusunda çok kendini beğenmiş, bencil, hırslı, açgözlü davranmaya başladığını göreceksiniz.
Onlar, size şifa verebileceklerini,
içinizdeki kötü ruhları çıkarabileceklerini,
sizi olumsuz enerjilerden kurtarabileceklerini,
size ruhsal bilgiler verebileceklerini
söyleyecekler, söylüyorlar.
Görüyorsunuz ki “ben” enerjisi içinize sızmaya başlıyor.
Bu, Lemurya’yı, Atalntis’i, kadim Mısır’ı ve bizim aranızda bulunduğumuz devreyi vuran aynı enerjidir. Aynı enerji şimdi Işık için çalışanların dünyasına nüfuz ediyor.
Eğer kendinizi bir mücadele içinde bulursanız,
Işık’ın tarafında olduklarını iddia eden bazı varlıklar tarafından
“sahtekar” gibi ya da benzeri yakışıksız isimlerle anılırsanız şaşırmayın.
Şimdi gözünüzün önünde,
büyük bir toplantı salonuna giden uzun ve geniş bir hol canlandırın ;
ve Yeni Çağ hareketi içinde bulunan herkesin burada gerçekleşecek bir toplantıya katılmasını sağlayacak bir bilete sahip olduğunuzu düşünün. Bu hole giren herkes bu toplantının gerçekleşeceğinden haberdar, ama çoğunun dikkatini ve ilgisini toplantı salonuna uzanan yol boyunca yer alan bir çok satış pavyonu çekiyor.
Bir satış pavyonunda insanlar,
“Bu piramitleri başınıza takın,
o zaman büyük varlıkların sırrına ereceksiniz;
İsis’in salonlarına ulaşabilecek ve onun kim olduğunu keşfedeceksiniz…”
diyorlar.
Çocuklar birer piramit alıp başlarına geçirmek için birbirleriyle yarışıyorlar.
Holün karşı tarafında bir kadın,
size astroloji konusunu en iyi kendisinin öğretebileceğini ilan ediyor ;
böylece hemen o tarafa yönelip astrolojik harita çıkarma işine dalıyorsunuz.
Diğerleri ise bir oda da oturmuş, “Om” sesini dinlemektedirler;
onlara, eğer bunu teganni ederlerse onun kendilerini uyandıracağı,
hatta altıncı, yedinci yoğunluk derecesine (boyuta)
yükseltebileceği söylenmiştir !
Böylece bir Işık işçisi olacak ve tüm geçmiş karma’larından kurtulacaklardır !
Nereye varmaya çalıştığımızı anlıyor musunuz ?
Bir çok satış pavyonu ve bir çok garip şey vardır.
Sonra, gerçekten ilginizi çeken pavyonlar vardır.
Kristal pavyonları vardır ve buralardaki insanlar,
“Sadece bu kristalleri elinizde tutun
ve sizinle işbirliği yapmalarına izin verin…”
demektedirler.
BİZ,
“ONLARA GÜCÜNÜZÜ TESLİM ETMEYİN,
SADECE ONLARIN SİZİN ÖĞRENME DENEYİMİNİZDE
YER ALMALARINA İZİN VERİN“
diyoruz.
Yolun karşısındaki bir başka pavyonda oturan kadının
uzmanlık alanı ise ruhsal danışmanlıktır.
Kadın Mary Magdelene’ye benzemektedir !
Ve sizi özel bir işlemden geçirebileceğini,
kendisinin bir ruhsal şifacı olduğunu iddia etmektedir.
O size gücün sizin içinizde olduğunu söylerken ilgiyle dinlersiniz.
Kadın size,
“bana kendini layık görmediğini hissettiğin şeyleri anlat bakalım“
demektedir !
Kendi kendinize burasının gerçekten ilginç bir pavyon olduğunu, burada biraz zaman harcamaya değeceğini düşünürsünüz.
Ama bu arada bazı çocuklar, katılmaları beklenen ana toplantıyı kaçırmak üzere olduklarını fark ederler. Oysa bu toplantıda önemli bilgiler ve mesajlar verileceği tahmin edilmektedir.
Hol boyunca dikilerek insanları toplantı salonuna yönlendiren
teşrifatçılar vardır. Bunlar insanlara,
“Devam edin, doğru yönde ilerliyorsunuz, devam edin,
toplantı az sonra başlayacak…”
demektedirler.
Ancak , çocukların çoğu hala satış pavyonlarının önünde duraklamakta, dikkat ve ilgileri burada gördükleri şeylere çekilmektedir. Birden bir borazan sesi duyulur ve bu ses toplantı salonunun her yanında, çınlar.
SUR’a üfürülmüştür.
Oraya bir toplantı için geldiğini hatırlayanlarınız, bu güzelim konferans salonuna doğru yönelirsiniz.
TEŞRİFATÇILAR insanlara, doğru yolda olduklarını,
doğru yönde ilerlediklerini söylemeye devam etmektedirler.
Toplantı salonuna doğru ilerlerken bir an dönüp arkanıza bakar ve arkadaşınız Ebru’nun hala bir pavyonda durmuş, bir piramidi denemekte olduğunu görürsünüz. Ona seslenirsiniz:
“Ebru, toplantıyı kaçıracaksın !”
Ama o sizi duyamaz, çünkü siz artık toplantı salonuna girmişsinizdir; artık üçüncü yoğunluk derecesinden dördüncü yoğunluk derecesine, yani daha hafif bir aleme geçmektesinizdir ve Ebru hala yoğun üçüncü boyut dünyasında durmaktadır. Tek bir sözcük bile duymaz.
Salona adım attığınız anda bir şeyi hatırlarsınız.
Bu enkarnasyona bir görevi, bir misyonu yerine getirmek ,
Işığı yukarı kaldırarak taşımak için geldiğinizi
ve dünyanın bir geçiş devresinde olduğunu hatırlarsınız.
Salonda göz gezdirir ve bir çok kişinin içeri girdiğini görürsünüz.
Onlar da aynı şeyi yaşamakta,
hepsi bu dünyaya ne yapmak için geldiğini
“hatırlamaktadır.”
Gidip bir koltuğa oturursunuz, dönüp arkanıza bakarsınız
ve Ebru’yu görürsünüz!
“Tanrım başardı” diye düşünürsünüz.
Ebru durup, diğerleri gibi
kendi iç sesini dinlemeye başlar;
sonra gelip size katılır.
İlginç olan şu ki, yanınıza oturduğunda ona bakar
ve onun tanıdığınız Ebru olmadığını fark edersiniz.
O sizin bütünüyle başka bir zaman
ve uzaydan anımsadığınız bir ışık varlıktır.
Birbirinize ,
“Onun (bu hayattaki o varlığın) sen olduğunu bilmiyordum; hatırlıyor musun seninle nasıl kavga etmiştik ? Kaç kez birbirimize küsüp surat asmıştık ? Oysa kardeşmişiz…”
dersiniz.
Salona bakar ve başka insanların da aynı Ebru ve sizin gibi
birbirlerini tanıdıklarını görürsünüz.
Bakar ve tüm bu insanları hatırlarsınız.
Peki bu toplantı nedir, niçin yapılmaktadır ?
Kalkıp kapıya doğru yürür ve dışarıya, hole bakarsınız.
Hala bir çok kişi alışveriş etmekte,
pazarlıkları sürdürmekte
ve bu Yeni Çağ mağazasındaki satışlardan yararlanmaya çalışmaktadır…
Siz var olan her şeyin veçhesisiniz,
siz bir çağrı, bir uyanış hali içindesiniz.
Şimdi yaşadığınız şey var olan her şey ile
tanrısal ilişkinizin bir fragmanıdır.
Siz bu bedendesiniz ama siz aynı zamanda
bir çok paralel yaşam içindesiniz de.
Siz bu hayata yaşamak, derslerinizi öğrenmek,
karmanızı temizlemek ve dönüşüme uğratmak,
KADERİNİZE KADİR OLMA BİLİNCİNİ deneyimleyerek
böylece ışık alemlerine yeniden katılabilmek için geldiniz.
Satış pavyonlarına takılıp kalmayın !
Onların ne olduklarını hatırlayın.
Size bu gerçeği söylüyoruz,
çünkü BİZ de daha önce bu yoldan geçtik.
Yeni Çağ’ın çekici ve büyüleyici unsurları olarak
size sunulan şeyler artık bir çok insanı yolundan alıkoyan,
ayartıcı, dikkat dağıtıcı şeylere dönüşmüşlerdir.
Siz insanları toplantı salonuna yönlendiren
TEŞRİFATÇILAR olun.
LEVH-İ MAHFUZ ile buluşun.
Onlara, Tanrısallığınızın farkında olarak toplantı salonuna doğru
ilerlemelerini söylemeye devam edin
ama şşşttt…
bunu bağırarak söylemeyin.
Çünkü içlerinde çoğu henüz uyanmamıştır,
onları korkutmak istemezsiniz,
çünkü o zaman onları tekrar uyku haline sokarsınız.
LEVH-İ MAHFU’U özümseyerek,
Bilginizi toparlayın,
ANLAMLANDIRAMADIKLARINIZIN FARKINDA OLARAK
yeni BİLİNÇ düzeyinizin bilgisini idrak edin
ve kim olduğunuzu bilin ki dünya sallanmaya
ve fırtınalar esmeye başladığında,
kısaca SİSTEMLER çökmeye başladığında
ve sizlerin üzerinize yeni bir yasayı uygulamaya çalıştıklarında,
bir melekler ordusu sizi kuşatırken,
siz ortada ışıktan bir kalkan ve kılıçla dikilebilir
ve ışık olduğunuzu
ve size sizden daha aşağı bir şeyin
dokunamayacağı gerçeğini haykırabilirsiniz.
Tanrısallığınızın farkında olabilmek için,
BUNU ŞİMDİ
LEVH-İ MAHFUZ’U OKUYARAK YAPABİLİRSİN
.
izmirliahmetkaya55@gmail.com
.
,
BİR KİTAP HAYAL EDİN
İÇİNDEN SONSUZLUĞUN KİTABI ÇIKSIN.
.
.
.
ARAYIŞ ve SEZGİLER
Sürekli olarak, bir yerlerde
Reiki seminerlerine katılmış insanlardan,
ellerinde bir değişiklik hissetmemelerinin yanı sıra,
şifa reaksiyonları da yaşamadıklarına dair
yazılar ve telefonlar almaktayız.
Bu kişilerden,
bizim tarafımızdan yeniden birinci
ve ikinci dereceye inisiye edilenler,
artık gerçekten Reiki gücünü
hissettiklerini teyit etmişlerdir.
Asıl önemli olan, inisiyasyonun
hangi üstat tarafından yapıldığıdır.
Son yıllarda pek çok kişi,
geleneksel Reiki eğitimini almadan,
çabuk yollardan Reiki üstadı olmuştur.
Ortamda bir BOZULMA söz konusudur.
Bu şekilde ÜSTAT olmuş kişi,
Reiki gücünü aktaracak konumda değildir.
DR. Usui’nin öğretisine göre,
Reiki SÖZLÜ bir gelenektir
ve doğru bir enerji aktarımı
ancak yaşayan ve doğru inisiye edilmiş
bir üstadın DOĞRUDAN TEMASIYLA gerçekleşebilir.
Dolayısıyla Reiki gücü, kitap, kaset, video,
internet veya uzaktan inisiyasyonlarla
AKTARILAMAZ.
Reiki, maddi çıkar amaçlı,
beklenti içinde olarak yapılamaz.
Kısaca Reiki’yi kötüye kullananlar,
onu kaybedeceklerdir.
Bu görüş, bizlere ulaşan
yardım çağrılarıyla doğrulanmaktadır.
Reiki üstadınızı seçerken
SEZGİLERİNİZE güvenin.
.
BİR KİTAP HAYAL EDİN
İÇİNDEN SONSUZLUĞUN KİTABI ÇIKSIN.
.
.
Woah! I’m really loving the template/theme of this website. It’s simple, yet effective. A lot of times it’s very hard to get that “perfect balance” between user friendliness and visual appeal. I must say you have done a superb job with this. In addition, the blog loads extremely fast for me on Chrome. Excellent Blog!|