Articles from Ağustos 2011



Susuz bir çölün şakır şakır akan çeşmesi olsan kaç yazar?

  Susuz bir çölün şakır şakır akan çeşmesi olsan kaç yazar? “Bir yandan kanunlar indinde kızların başını örtmeye hakkının olduğunu ölümüne savunan, bu duruş nedeniyle yüksek bedeller ödeyen, diğer yanda aynı kızçocuğunun dinî kurallar indinde başını örtmeme hakkına da sahip olduğunu savunan, bunu ölümüne savunan, bunun için de, farklı bir kesime bedel ödeyen, bir başka […]

Sevgimiz kıymetli, nefretimiz de öyle – TEKAMÜL

  Sevgimiz kıymetli, nefretimiz de öyle – TEKAMÜL “Evet, dost bildiklerimizden kötülük gördüğümüz zaman kelimenin tam anlamıyla dünyamız şaşar. Fakat şaşkınlıkların en büyüğünü DÜŞMAN BİLDİKLERİMİZDEN İYİLİK GÖRDÜĞÜMÜZDE, yaşarız. Feleğimiz işte bu sefer, gerçekten şaşar. Program hatalarının en büyüğü budur ve nedeni beyin programımızda şu iki eşleştirmeden kaynaklanır. Dost eşittir iyilik. Düşman eşittir kötülük. Peki ya […]

İMTİHAN – MİSTİK YOL

İMTİHAN… MİSTİK YOL “Kendini ruhsal yola adayan herkes için geçerli olan bir tehdittir. Bir tür PARADOKS… Ve çok esaslı bir imtihan. Egosundan canı yandığı için spiritüelizme adamıştır kendini. Çok da iyi yapmıştır. Işini gücünü herşeyini bırakmıştır, buraya vermiştir. Fakat… Geldiği noktada; kariyerinin veremediği statüyü, iktidar alanını, spiritual işler sunmuştur ona. Spiritüelizme ilk başladığında birazcık gerilemiş […]

Kur-an-a neden KUTSAL dendiğini hiç düşündün mü?

  ” Modern insana manevi açlığını farklı birçok şeyle doyurmaya çalıştı. Bunlardan biri de KİTAP adı verilendi. Başın ağrıyorsa, uykusuzluk çekiyorsan, kendine uykun bir hap bulayım derken, bütün bir gecen ilaç aramak ve denemekle geçmişse. Ondan sonraki ve ondan sonraki gece derken, geceleri artık senin uğraşın ‘doğru bir ilaç’ aramak olmuşsa, üzgünüm artık sen uykusuzluğun, […]

Öğretiyor olmanın şehvetinden sıyrıl, öğreniyor olmanın tadına var.

  Öğretiyor olmanın şehvetinden sıyrıl, öğreniyor olmanın tadına var. Bugün yaşadığımız dünyayı, gözlerimizle görüyoruz, her yönden izliyoruz, hatta ona dokunuyoruz. Ancak gene de nelerin olmakta olduğunu tam olarak bilemiyoruz. Bu durum, tarih için de geçerli, hem de fazlasıyla. Gözlerimizle görmediğimiz, tarihsel olaylardan bahsederken –miştir, -mıştır kesinliğinde konuşmamız, yanılgıya her zaman için açık bir durum. Zihinlerimizdeki […]